29 Mayıs 2012 Salı
Evet...Evet bende onlardan biriyim...
Moda çılgınlığı alıp başını giderken, podyumlarda sıfır beden mankenler dolaşırken, sokağa çıktığınızda birbirleriyle şıklık yarışına giren zayıf kızları gördüğünde biraz kızıp biraz kıskanıp biraz eleştirip biraz da övenler denim bende. Doktorlar, uzmanlar, modacılar vs. tartışa dursun pek çok kişinin unuttuğu bir grup var; biz kilolular. Evet şişman ya da obez demek kesinlikle tercihim değil. Ben kilolu bir kadınım. Zaman zaman sinir krizlerine girip bir rejimden diğer rejime geçen verdiği bir iki kiloyla mutlu olup sonra aldığı kilolara hayıflanan bir kadınım. Her şeyden önce bir kadınım. Pek çok markanın kreasyonlarında yer vermediği beden ölçülerine sahibim... 46 beden... Yine de giyinmeyi, makyaj yapmayı ve kendime bakmayı seven bir insanım. Kim ne düşür, kim ne der? sorularının uzağında en iyi şekilde giyinmeyi amaçlayan biriyim. Size bir şey söyleyeyim mi kim ne derse desin, kim hangi gözle bakarsa baksın öncelikle kendinizi sevin. Siz kendiniz sevdiğiniz zaman, kendinize güvendiğiniz zaman önünüzde kimse duramaz buna gönülden inanın. Öncelikle kendinize yakışanı seçin. Vücudunuzu tanıyın. Ve bunu kendiniz için yapın. Siz şık olduğunuz zaman, kendinize baktığınız ve güvendiğiniz zaman kimse kilolarınızı görmeyecek buna emin olun. Tecrübeyle sabit... Ben 50 kilo 60 kilo olup kilolar ve kilolu insanlar hakkında atıp tutanlardan değilim. Bire bir yaşayarak bire bir görerek size yazıyorum inanın... Şimdilik bir sonraki yazımda görüşmek üzere... Hoşçakalın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)